16 Mayıs 2019 Perşembe

PROJENİ SÖYLE



Çocuklar doğuştan itibaren gelişimlerinin her döneminde çevrelerini meraklı gözlerle izlerler ve büyümeye başladıkça bilmediklerini sorarak öğrenmeye çalışırlar. Etrafımızda gerçekleşen durumlar, algıladığımız her doğa olayı fen bilimlerinin konusu olabileceğinden, çocukların sorularına verilen cevaplarla onların fen bilimlerinde şemalar oluşturmalarına olanak sağlar. Bu dönemde doğru aktarılan fen ile ilgili bilgi ve beceriler onların gelecekteki öğrenmelerini ve bu alana olan ilgilerini büyük ölçüde etkileyecektir.
Bilimsel süreç becerileri, toplumdaki her bireyin bilim okuryazarı olabilmesi için sahip olması gereken becerilerdir. Çocukları bilim ile tanıştırmada en iyi zaman onların çevrelerindeki dünyayı merak etmeye başladıkları okulöncesi dönemdir. Okulöncesi öğretmenlerinin çocukların bu doğal meraklarından faydalanarak, onların temel bilimsel süreç becerilerini yaparak ve yaşayarak geliştirebilecekleri bir eğitim ortamı yaratması gerekir. Özellikle okulöncesi dönemde eğitim ortamı yaratılırken uygulanabilecek en etkili yöntemlerden biri PROJE TABANLI EĞİTİM’dir.  Zenginleştirici ve üretici proje çalışmalarının kullanımı çocukları öğrenmeye daha istekli hale getirmektedir. Okul öncesi dönem eğitiminde yürütülen proje çalışmalarıyla erken çocukluk eğitimine önemli katkılar sağlanacağı düşünülmektedir (Anlıak, Yılmaz, ve Şahin Beyazkürk, 2008).
Proje Tabanlı Eğitimle çocukların, araştırma yaparak gerçek yaşamla doğrudan ilişki kurarak, bilgiyi kendileri inşa edebilirler. Ayrıca süreç boyunca özgürce davranabilir, kararlar alabilirler. Bu durum ise, çocukların çalışmaya yönelik motivasyonlarını arttırır ve tahmin etme yeteneklerini geliştirir. Okulöncesinde Reggio Emillia yaklaşımının ana teması olan proje tabanlı eğitim çocukların doğa ile iç içe olarak projeler yardımıyla etkin öğrenme süreci geçirebilmelerine olanak sağlamaktadır. Peki Proje Tabanlı Öğrenme Nedir?
Proje tabanlı öğrenme 1980’lerden beri yükseköğretimde özellikle tıp, hemşirelik ve mühendislik eğitimlerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Son yıllarda da eğitimde ve yeni olarak da okul öncesi eğitimde kullanılmaya başlamıştır. Okul öncesinde problem ve proje tabanlı eğitime yer verilmesinin amacı, çocukların her birini bilim adamı ya da mühendis yapmak değildir. Buradaki amaç yaşadığımız dünyada çocuğa temel düşünme becerilerini, bu karmaşık dünyada kendini koruma ve çevresini tanıma ve git-gide büyüyen hayat problemlerini çözme yeteneği kazandırmaktır (Şahin, 2000). Bu çerçevede projeler “başı, ortası ve sonu olan iyi hikâyelere” benzetilmektedir (Chard ve Katz, 2000). Çocukların yaş gruplarına, okulöncesi kazanımlara uygun oluşturulan projelere yapılan en güzel benzetmedir aslında “Hikâyedir”. Eğitimci süreci hayal eder ve çocuklar bu hayale kendi hayallerini de ortak ederek birbirinden bağımsız öğrenmeler oluştururlar.
Sonuç olarak okullarımızda uyguladığımız Reggio Emillia yaklaşımı da temel alan proje tabanlı eğitim okulöncesi çocukların kendilerini, çevrelerini keşfetmelerine olanak sağladığı gibi biz eğitimcilerinde mesleki olarak yeterliliğini bir o kadar artırmaktadır. Uygulanması keyifli olan bu yaklaşım sayesinde hem öğretmenin süreci yönlendirme becerisi hem de çocuklarla olan iletişiminde önemli katkılar sağladığında uygulanabileceği her okulöncesi alanda PROJE TABANLI EĞİTİMİ kullanmanız dileğiyle…
                                                                                                                                            
                                                                                                     ZEHRA GÖZDE GEDİK