7 Nisan 2019 Pazar

NEDEN REGGİO EMİLİA


OKULLARIMIZDA NEDEN REGGIO EMILIA YAKLAŞIMI BENİMSENMELİ


Merhaba  Doğadan Nesile Nesilden Bilime-Erasmus+Ka1 Projemizin 2. Blog yazısıyla yeniden birlikteyiz. Bu yazımızda sizlere yaklaşımın öncüsü olan Lois Malaguzzi’nin sözlerinden yola çıkarak okullarımızda neden Reggio Emilia yaklaşımını benimsememiz gerektiğinden bahsetmek istiyorum.

REGGÄ°O EMÄ°LÄ°A ETKÄ°NLÄ°K ile ilgili görsel sonucu“Çocuk 100 dilden oluşmuştur.Onun 100 dili, 100 eli,100 fikri,100 düşünme yolu, 100 oynama yolu, 100 konuşma yolu vardır.100…Her zaman 100 dinleme yolu,100 sevme yolu,şarkı söylemek ve anlamak için 100 zevki,keşfetmek icat etmek ve anlamak için 100 dünyası,çocuğun100 dili vardır ve yüzlerce fazlası…Ama 99 ‘unu çaldılar.Okul ve kültür başı bedenden ayırdılar.Çocuğun elleri olmadan düşünmesini,kafası olmadan yapmasını, dinlemesini ve konuşmasını,anlamadan zevk almasını,sadece bayramlarda sevmesini ve şükretmesini söylediler.Çocuğa orda var olan dünyayı keşfetmesini söylediler ve 100 ‘ün 99 ‘unu çaldılar.Çocuğa iş ve oyunun ,Gerçek ve fantezinin,bilim ve hayalin ,gökyüzü ve yeryüzünün neden ve rüyanın birbirine ait olmayan şeyler olduğunu söylediler. Ve hatta çocuğa 100 ‘ ün orada olmadığını söylediler.Ama çocuk diretti ve dedi ki ‘’ yolu yok … 100 orada’’ Louis Malaguzzi

     Geleneksel eğitim metodlarına baktığımızda katı kurallar,yetişkinler tarafından benimsenmiş fakat çocuklar tarafından anlaşılması oldukça güç  eskimiş, geçerliliğini yitirmiş davranış kalıpları görüyoruz. Bu kalıplar çocuğun yaşadığı ortamdaki yeni kültürel değerleri ve rolleri öğrenmesini engelleyen bir “duvar” oluşturuyor ve tam da bu noktada çocuklara gereken destekler sağlanarak bu duvarı aşabilmeleri için Reggio Emilia yaklaşımının neden benimsenmesi gerektiğini gözler önüne seriyor.Okularımızda Reggi Emilia benimsenmeli,

     Çünkü;
     Üç öğretmenli olarak nitelendirilen Reggio emilia yaklaşımında ilk öğretmen (ebeveyn), çocuğun eğitiminde bir aktif ortak ve rehber rolünü üstleniyor eğitimin her daim bir parçası oluyor.İkincisi genellikle çiftler halinde çalışan, sınıf öğretmeni araştırmacı rolünü üstlenen ve kasıtlı olarak çocukları onlar için anlam ifade eden çalışma ve diyaloglara dahil eden sınıf öğretmeni.Öğretmen kendini hem bir “öğrenen “ hem “pusula” olarak gördüğü için öğrenme macerasına birlikte atılmakla  her çocuğun kendine yetecek biçimde hareket etmesi ve bilgiyi yapılandırması için ortam ve imkan sağlıyor.Üçüncü öğretmen ise çevre yani işlevsel olmakla kalmayıp çocuğun öğrenmesini yansıtacak şekilde tasarlanmış bir ortam.Öğrenmeyi tetikleyen şey işte çocuğun ebeveyn, öğretmen ve çevre ile olan bu ilişkisi oluyor çünkü ilişkiler, Reggio Emilia felsefesinin tam kalbinde yer alıyor.

      Reggio emilia yaklaşımı ile çocuklara somut yaşantılar sunularak yeni  keşifler yapmalarına fırsat sağlanıyor.Çocuklar resim çizme, heykel, dramatik oyun gibi bir çok sembolik yolla kendilerini ifade etme imkanı buluyor.“Çocuğun yüz dili” adını verilen  bu görüş, çocukların somut yaşantıları sembolik ifadelere dönüştürdükleri çok sayıda dili ifade ediyor. Hazır eğitim materyallerini ve etkinliklerini reddederek çocuğun akranlarıyla birlikte topluluk olarak bilgiyi yapılandırmasını sağlıyor. Çocuk problemlerinin çözümünde “ben biziz “felsefesini benimseyerek akranlarıyla birlikte çalışıyor, öğretmende bu sırada ona yardımcı oluyor.Çocuklar bunu konuşma, yazma, dramatizasyon, şarkı söyleme ve hareketle yapılan etkinliklerle gerçekleştiriyorlar.

      Düşüncelerini nasıl dile getirebilecekleri ve problem çözme yolları konusunda fikirler üretmeleri için teşvik edilen çocuklar proje geliştikçe öğretmenle birlikte “fikir topuna” ileri geri vurmuş oluyorlar.Çocuklar sonuca nasıl ulaştıklarını grafikler ya da kendi yaptıkları modeller arcılığıyla diğer arkadaşlarına gösteriyor.Çocuğun öğrenme dokümanları yaptıkları, düşündükleri, hissettikleri, merak ettikleri ve sorguladıkları bir projede, iki yada üç çocuğun birlikte çalışırken fotoğrafları çekiliyor ve okulun her yerinde bunlara rastlamak mümkün oluyor. Sınıf ortamı çocukların fikirlerini bir birleriyle paylaşabilmeleri için olanaklar sağlıyor. Çocuklar küçük gruplar halinde çalışırken öğretmen çocukların söylediklerini kaydediyor ve daha sonra bu kayıtları onlarla paylaşıyor.Reggio Emilia sınıflarında bulunan panolar öğretmenlerin velilere çocuklarının gün boyu zamanlarının çoğunu sınıfın hangi köşesinde geçirdiklerini gösteren bir diyagramı, çocukların çizimlerini ve çocukların gün içinde kendilerine sunulan bazı özel konular hakkında neler söylediklerini dile getiren metinleri içeren,çocuklara verilen değerin bir göstergesi ve diğer çocuklarla iletişim kurmanın bir aracı olarak çocukların yaptıkları çeşitli çalışmalarla dolduruluyor.

     Esnek ortamlar, öğretmenlerin çocukların ilgi alanlarına daha duyarlı olmasını sağlıyor ve onları bilgiyi çocuklar ile birlikte inşa etme konusunda özgürleştiriyor.Piazza adı verilen “öğretmenin kendisi” şeklinde ifadeler kullanılan ortam ,sadece fiziki çevrenin değil sosyal çevrenin de önemli olduğunun  vurgulayarak yetişkinler ve çocuklar arasındaki sosyal alışverişi kolaylaştırıyor.Reggio Emilia okulları insanları içeri girmeleri ve oyun oynamaları için çekiyor. Her okulda çeşitli miktarda gerçek bitki ve çiçekler, bir kiler ve mutfak, yemek odası, tuvaletler ve bahçe bulunuyor.Böylece çocuklar gerçek hayatlarıyla doğrudan bir ilişki kuruyor.

     Her Reggio Emilia okulunun, doğal materyaller ve sanat malzemeleriyle dolu olan, stüdyo ve laboratuar karışımı “Atelier” adı verilen bir atölyesi bulunuyor.Burda yapılan aktiviteler, öğrencinin kil, resim, kolaj, heykel, gibi yeni araçlarla kendini ifade etmesine yardımcı oluyor.Bu yaklaşımda çocuklar geleneksel testler ve notlarla değerlendirilmek yerine ailelere çocuklarının günlük yaşantıları, gelişimleri ve performansları hakkında geniş bilgiler verilerek bireysel ve grup içerisindeki çalışmalarının ürünleri ve bilgiler velilere gösteriliyor ve belli aralıklarla eve gönderiliyor.

     Sonuç olarak okul öncesi eğitim yaklaşım ve programları arasında özgür,eleştirel,yaratıcı,sosyal,başarılı,bağlantı kurabilen,araştırmacı ve mutlu çocukların Reggio Emilia okullarından çıkmaları şaşırtıcı olmuyor.

     İçeriğin faydalı olması dileğiyle bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.

                                                                                                   Birsen Gül ÇAKALLIOĞLU